Beyin Hasarı Biyobelirteçlerinin Biyolojik Numunelerden Erken Teşhisine Yönelik Analitik Yöntem Geliştirilmesi


Creative Commons License

Uslu B.

TÜBİTAK Projesi, 2022 - 2023

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Eylül 2022
  • Bitiş Tarihi: Mart 2023

Proje Özeti

Günümüzde beyin hasarı, insan sağlığı üzerindeki hem kısa hem de uzun vadeli etkileri nedeniyle yüksek mortalite ve morbiditeye sahip önemli sağlık problemlerinden biridir. Beyin hasarının insan sağlığı üzerinde hem kısa hem de uzun vadeli etkileri vardır. Beyin hasarı geçirmiş hastaya klinik yaklaşımda durumun ciddiyetini belirlemek üzere Glasgow Koma Skalası ve bilgisayarlı tomografi sıklıkla kullanılsa da serum biyobelirteçleri, beyin hasarının göstergesi olarak da sıkça kullanılmaktadır. Başlangıçta bir tokluk hormonu olduğu düşünülen Leptin için zaman içerisinde yapılan araştırmalar, beyin hasarı sonrasında serum veya plazma Leptin seviyesinin mortalite ve morbiditeyle ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bu yüzden, Leptin seviyesinin doğru ve hassas bir şekilde belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu proje kapsamında, Leptin tayinine yönelik ilk kez biyobileşen olarak aptamerler ve moleküler baskılı polimerler kullanılarak hibrit sensör geliştirilmiştir. Bu sensör tasarımı için ilk olarak, çalışma elektrodu platin nanoküreler ve altın nanopartiküller modifiye edildilmiştir. Modifiye yüzey hem yüzey-hacim oranını hem de iletkenliği artırarak aptamerlerin yüzeye daha verimli bağlanmasını sağlamıştır. Optimum koşulların belirlenmesi için, polimer kaplama aşamasında polimerizasyon döngü sayısı, uzaklaştırma çözeltisinin uygulama süresi ve Leptin’in yeniden bağlanma süresi optimize edilmiştir. Optimum koşullarda, Fe(CN)63-/4- redoks molekülünün diferansiyel puls voltametrisi kullanılarak akım cevapları takip edilmiştir. Geliştirilen hibrit sensör kullanılarak Leptin tayini için 1,0 fg/mL-10,0 pg/mL derişim aralığında doğrusallık sağlanmıştır. Ayrıca, teşhis sınırı ve tayin alt sınırı değerleri sırasıyla 0,31 fg/mL ve 1,0 fg/mL olarak bulunmuştur. Geliştirilen hibrit sensör için gerçekleştirilen tekrarlanabilirlik, seçicilik, geri kazanım ve stabilite çalışmaları, bu sensörün, tek tanıma elemanı (antikor, aptamer veya moleküler baskılı polimerler) tabanlı sensörlere kıyasla daha avantajlı ve alternatif olarak tercih edilebilecek sensör olduğunu göstermiştir.