Su Altı Araştırmalarıyla Liman Tepe / Klazomenai'ın Denizsel Peyzajının Zamansal Gelişim Süreci İçerisinde Değerlendirilmesi


Şahoğlu V. (Yürütücü), Tuğcu İ., Atar H. H., Gündoğan Ü., Alkan Y., Ersoy Y., et al.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2022 - 2025

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Eylül 2022
  • Bitiş Tarihi: Eylül 2025

Proje Özeti

Liman Tepe / Klazomenai antik kenti, en azından MÖ 5. Binyıldan itibaren deniz aşırı bağlantılarıyla Batı Anadolu kıyılarında ön plana çıkan bir höyük yerleşiminden, Tunç Çağı sonunda oldukça geniş bir alana yayılacak olan Ionya’nın en önemli kentlerinden birine dönüşümüne kadar geçen sürecin araştırıldığı bir laboratuvar görevi görmektedir. Ankara Üniversitesi’nin Liman Tepe’de karadaki arkeolojik kazıları yanında ülkemizde kazısı yapılan ilk su altı liman kazısı şeklinde devam eden kazı ve araştırmaları son 20 yılda ülkemizde bu konuda öncü bir disiplinler arası projeye dönüşmesini sağlamıştır. Liman Tepe / Klazomenai antik kentinin deniz altında kalan limanının içinde yürütülen arkeolojik kazıların yanı sıra bölgede özellikle Liman Tepe / Klazomenai açıklarında yer alan Hekim Adası, Taş Ada, Yassıca Ada (Çiçek Adaları), Pırnarlı Ada ve Karantina Adasının bulunduğu yaklaşık 3 km genişliğinde ve 7 km uzunluğunda bir deniz sahası ile Karantina Adasının batı yüzünde bulunan Hellenistik-Roma ve hatta olasılıkla Osmanlı Dönemine tarihlendirilen bugün su altında kalmış liman alanında daha kapsamlı jeo-arkeolojik çalışmalar yapmak ve çok katmanlı bu yerleşimin deniz altındaki uzantısı olan peyzajını da uluslararası katılımlı bir proje ile disiplinlerarası bilimsel çalışmalar yürüterek ortaya koymak, bu projenin ana hedeflerinden birini oluşturmaktadır.
Her dönemde önemli bir kıyı kenti olan Liman Tepe/Klazomenai’ın yayılımı hem kara da hem de denizdedir. Kara çalışmaları günümüzde belli bir seviyeye gelmiştir.  Ancak kentin deniz ile olan teması ve deniz üzerinden gelişen kültür/ticaret rotlarına yönelik araştırmalar olması gereken yoğunlukta değildir. Denize yönelik araştırmaların azlığı sadece Liman Tepe/Klazomenai Antik kentinin bulunduğu Urla Yarımadasına özgü değil ülkemizdeki tüm denizler için geçerlidir. Ankara Üniversitesi Deniz Arkeolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi – ANKÜSAM koordinatörlüğünde, Liman Tepe kazıları kapsamında yürütülecek olan bu proje ile Liman Tepe/Klazomenai Antik Kentinin deniz üzerindeki genişliği “deniz hinterlandı” sosyo-politik ve sosyo-ekonomik açıdan, çok uluslu ve disiplinler arası ekiple farklı araştırma yöntemleri (araçlar) kullanılarak sistematik şekilde araştırılacaktır. 
Projede uygulanması planlanan bilimsel yöntemler belirtilen alanlarda deniz tabanı üstünün, yanal taramalı sonar (Side Scan Sonar) ve çok biçimli iskandil (Multibeam) sonar ile taranarak 3 boyutlu görselleri oluşturulacak ve olası anomaliler belirlenecektir.  Günümüz deniz taban altında kalmış olan olası arkeolojik ve kültürel varlığın belirlenebilmesi için ise Sub Bottom Profiler cihazı kullanılacaktır. Böylece proje sahasının deniz tabanı altı da dijital olarak kayıt altına alınmış olacaktır. Çalışmanın üçüncü ayağını ise proje sahası içerisinde yer alan ada ve deniz taban yükseltilerinin bulunduğu noktalara yapılacak olan aletli dalışlar oluşturacaktır. Üniversitemiz tarafından yürütülmesi ön görülen bu proje ile İzmir Körfezi’nin Urla Yarımadası kısmı, Karantina adasına kadar hem kültürel miras (batıklar, mimari kalıntılar, buluntu grupları) hem de jeolojik değişimler açısından taranmış olacaktır. Karantina Adası’nda bugün deniz altında bulunan Hellenistik / Roma Dönemi’ne ait görkemli liman tesisi proje kapsamında fotogrametri yöntemleri ile drone ve su altı fotoğraflama yapılarak belgelenecek, projenin ilerleyen aşamalarında ise liman içerisinde bir sondaj kazısı yapılarak limanın inşaat ve kullanım evreleri ortaya konacaktır. Proje alansal büyüklük, çok yönlü bilimsel yaklaşımlar ve disiplinler arası çalışma yaklaşımı açısından kendinden sonra yapılacak olan çalışmalara rol model olacak kapasitedir. Projenin önemli kazanımlarından biri ise projede görev alacak en az  on arkeoloji öğrencisinin uluslararası su altı dalış sertifikasına (NAS) sahip olacakları şekilde eğitimlerinin verilmesi olacaktır.