Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Teknolojisi Bölümü, Türkiye
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Elif DENİZ
Danışman: Tansel Çomoğlu
Özet:
|
Glioblastoma
multiforme (GM), yüksek mortalite ve morbiditeye yol açan, tedaviye dirençli
ve düşük sağ kalım oranları gösteren IV. derece bir beyin tümörüdür. Mevcut
tedavi yaklaşımları, kan-beyin bariyerinin aşılması, tümör bölgesine
ilaçların hedeflenmesi ve tedaviye karşı gelişen direnç gibi önemli
engellerle karşı karşıyadır. Bu nedenle, standart tedavilerin etkinliği
sınırlıdır ve tedaviye bağlı toksisite genellikle artmaktadır. Lipozomal ilaç
taşıyıcı sistemler, bu zorlukların aşılmasında büyük bir potansiyele
sahiptir. Lipozomal taşıyıcılar, amfifilik yapıları sayesinde hidrofilik ve
hidrofobik bileşenleri aynı taşıyıcı sistemde birleştirebilir. Bu özellik,
etkin maddelerin çözünürlüğünü artırarak biyoyararlanımını iyileştirebilir ve
kan-beyin bariyerini geçerek hedef bölgeye ulaşmalarını kolaylaştırabilir.
Ayrıca, lipozomal ilaç taşıyıcı sistemlere, yüzey modifikasyonları ile
hedefleme özellikleri kazanabilir, böylece tedaviye özgül bir yönlendirme
sağlanabilir. Bu hedefleme, tedavi sırasında sistemik toksisitenin ve yan
etkilerin azaltılmasına yardımcı olurken, ilaçların hedef bölgedeki
konsantrasyonunu artırarak tedavi etkinliğini iyileştirir. Temozolomid
ve doksorubisin, glioblastoma multiforme tedavisinde sıklıkla kullanılan ve
farklı etki mekanizmalarına sahip iki etkin ilaçtır. Temozolomid, DNA
alkilleme yoluyla kanser hücrelerinde genetik hasar oluşturur ve hücrelerin
ölümünü tetikler. Bu etkin madde, özellikle glioblastoma gibi DNA onarımı
yüksek olan tümörlerde etkilidir. Doksorubisin ise topoizomeraz II inhibitörü
olarak DNA replikasyonunu ve transkripsiyonunu engeller, böylece hücre
bölünmesini durdurur ve tümör hücrelerinin ölmesine neden olur. Bu iki etkin
madde, farklı biyolojik mekanizmaları hedef alarak tümör hücrelerini çok
yönlü bir şekilde etkiler. Temozolomid ve doksorubisin arasındaki sinerjik
etki, bu ilaçların aynı anda kullanılmasının tedaviye karşı gelişen direnç
mekanizmalarını aşmasına ve tedavi etkinliğini artırmasına olanak tanır. Bu
etkin maddelerin birlikte kullanımı, tümör hücrelerinin ilaçlara karşı
geliştirdiği dirençleri zayıflatabilir ve tedaviye karşı duyarlılığı
artırabilir. Ayrıca, bu kombinasyon tedavisi, düşük dozda ilaç kullanımını
mümkün kılarak toksisiteyi azaltır ve tedavi sürecinde daha güvenli bir
profil sağlar. Ayrıca,
lipozomal taşıyıcı bir sisteme yüklenen temozolomid ve doksorubisinin bir
arada kullanılmasının tedavi etkinliğini daha da artırabilir. Lipozomal ilaç
taşıyıcı sistemler, etkin maddelerin kontrollü bir şekilde salınmasını
sağlayarak tedavi sıklığını azaltır, doz ihtiyacını en aza indirir ve tedavi
sürecinin güvenliğini artırır. Ayrıca, bu taşıyıcı sistemler sayesinde
ilaçlar kan-beyin bariyerini aşarak doğrudan tümör bölgesine hedeflenebilir,
böylece tedavi etkinliği daha da artırılabilir ve sistemik toksisite minimize
edilebilir. Lipozomal ilaç taşıyıcı sistemler, bu özellikleriyle kombinasyon
tedavisinin etkinliğini optimize ederken, tedaviye karşı direnç
geliştirilmesini de engeller. Bu
doğrultuda, çalışmamızda glioblastoma multiforme tedavisi için parenteral
yolla uygulanabilir, temozolomid ve doksorubisini içeren lipozomal ilaç
taşıyıcı sistemler tasarlanacaktır. Bu geliştirilecek formülasyonlar, in
vitro karakterizasyon çalışmaları ve hücre kültürü çalışmaları ile
değerlendirilecektir.
|
|
Anahtar Kelimeler: Glioblastoma
multiforme, Lipozomal ilaç taşıyıcı sistemler, Temozolomid, Doksorubisin,
Kombinasyon tedavisi, Modifiye salım |