Girici anıların oluşmasında disosiyasyon ve ruminasyonun rolü


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MELİKE GUZEY YİĞİT

Danışman: Ayşegül Durak Batıgün

Özet:

Bu çalışmanın temel amacı, girici anıların ortaya çıkmasında ve sıklığının azaltılmasında rol oynayan bilişsel süreçlerin incelenmesidir. Bu doğrultuda, bu tez çalışması kapsamında, iki farklı araştırma gerçekleştirilmiştir. İlk çalışmada, sürekli disosiyasyon, peritravmatik disosiyasyon, veri yönelimli bilgi işleme, algısal öncülük etkisi ve ruminatif bilgi işleme modları (somut/yaşantısal ve soyut/değerlendirmeci) değişkenlerinin girici anılarla ilişkisi incelenmiştir. Araştırma örneklemi, herhangi bir psikiyatrik tanısı ve ilaç kullanımı bulunmayan, travmatik yaşantısı olmayan ve/veya TSSB belirtileri göstermeyen 19 ile 24 yaş arası (𝑥 = 21.06, SS = 1.32) toplam 88 (77 kadın, 11 erkek) üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırma kapsamında katılımcılara, Demografik Bilgi Formu, Travmatik Yaşantılar Tarama Listesi, Olayın Etkisi Ölçeği, Disosiyatif Yaşantılar Ölçeği, Spielberger Durumluk Kaygı Envanteri, Peritravmatik Disosiyasyon Ölçeği ve Veri Yönelimli Bilgi İşleme Ölçeği uygulanmış, analog travma uyaranı olarak Resimli Hikâyeler izletilmiş ve algısal öncülük etkisine ilişkin bellek testi uygulanmış ve girici anı sıklıkları Olayın Etkisi Ölçeğinden alınan maddeler aracılığıyla değerlendirilmiştir. Analiz bulguları, peritravmatik disosiyasyonun girici anı sıklığının artmasında yordayıcı bir rolü olduğunu; buna karşın sürekli disosiyasyonun girici anı sıklığının azalmasında yordayıcı bir rolü olduğunu göstermektedir. Ayrıca, soyut bilgi işleme modunun somut bilgi işleme modu ve dikkat dağınıklığına kıyasla daha fazla girici anı sıklığına ve sıkıntıya neden olduğu gösterilmiştir. Son olarak, sürekli disosiyasyonun soyut bilgi işleme modu grubunda girici anılar üzerinde azaltıcı bir rol oynadığı bulunmuştur. 140 İkinci çalışmada, ilk çalışmada girici anı oluşumu sürecinde olumlu rol oynayabileceği gösterilmiş olan somut bilgi işleme moduna yönelik bir eğitimin (Somutlaştırma Eğitimi) disosiyasyon, ruminasyon ve veri yönelimli bilgi işleme gibi bilişsel süreçler ve girici anılar üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Araştırma örneklemi, herhangi bir psikiyatrik tanısı ve ilaç kullanımı bulunmayan, travmatik yaşantısı olmayan ve/veya TSSB ve depresyon belirtileri göstermeyen, 18 ile 26 yaş arası (𝑥 = 21.94, SS = 2.20) toplam 34 (27 kadın, 7 erkek) üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Bu araştırma kapsamında, katılımcılara Demografik Bilgi Formu, Travmatik Yaşantılar Tarama Listesi, Olayın Etkisi Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği-II, Disosiyatif Yaşantılar Ölçeği, Tekrarlayıcı Düşünme Ölçeği, Ruminatif Tepkiler Ölçeği, Pozitif Negatif Duygu Ölçeği- Kısa Form, Speilberger Durumluk Kaygı Envanteri, Peritravmatik Disosiyasyon Ölçeği ve Veri Yönelimli Bilgi İşleme Ölçeği ve Somutlaştırma Eğitimi materyalleri uygulanmış, analog travma uyaranı olarak travma filmi izletilmiş ve girici anı sıklıkları Girici Anı Günlüğü vasıtasıyla değerlendirilmiştir. Analiz bulguları, somutlaştırma eğitimi temel etkisinin girici anı sıklığı üzerinde anlamlı olmadığını göstermektedir. Buna ek olarak, peritravmatik disosiyasyon ve sürekli ruminasyonun girici anılar üzerinde pozitif yönde yordayıcı bir rolü olduğu gözlenmiştir. Son olarak, analiz bulguları, kontrol grubu ile KDSE grubunun bilişsel süreçler ve girici anılar arasındaki ilişkide farklı etkileri olduğunu göstermektedir. Ancak, bu farkın araştırmanın hipotezlerinin aksine kontrol grubu lehine olmasının ardında katılımcılara yönelik temel grup farklılıklarının, özellikle de depresyon düzeylerinin bir rolü olabileceği düşünülmektedir. This study aimed to examine the cognitive processes involved in the development of intrusive memories or decreasing the frequency of intrusive memories. Accordingly, two studies were conducted as part of this dissertation. In the first study, it was investigated that whether trait dissociation, peritraumatic dissociation, data-driven processing, and perceptual priming and ruminative processing modes (abstract and concrete processing modes) had an effect on the frequency of intrusive memories. The sample of the study consisted of 88 (77 female, 11 male) university students between the ages of 19-24 (𝑀 = 21.06, SD = 1.32). Exclusion criteria were as follows: having a psychiatric diagnosis and using psychiatric medication, presence of trauma history and PTSD symptoms. Participants were given demographic information form, Trauma Checklist, Impact of Event Scale, Dissociative Experiences Scale, Spielberger State Anxiety Inventory, Peritraumatic Dissociative Experiences Scale, Data-driven Processing Scale. They were also asked to watch Picture stories as an analogue trauma stimulus, to take a memory test of perceptual processing. The frequency of intrusive memories was assessed through the items culled from the Impact of Event Scale. Results of the study revealed that peritraumatic dissociation predicted an increase in intrusive memories; however, trait dissociation predicted a decrease in intrusive memories. Furthermore, abstract processing mode resulted in an higher frequency of intrusive memories and related distress compared to concrete processing mode and distraction. Lastly, it was found that trait dissociation predicted a decrease in the frequency of intrusive memory in the abstract processing mode condition. 142 In the second study, it was investigated whether a concreteness training has an effect on intrusive memories; as well as on trait and state cognitive processes. The sample of the study consisted of 34 (27 female, 7 male) university students between the ages of 18-26 (M = 21.94, SD = 2.20). Exclusion criteria were as follows: having a psychiatric diagnosis and using psychiatric medication, trauma history, and PTSD and depression symptoms. Participants were given demographic information form, Trauma Checklist, Impact of Event Scale, Dissociative Experiences Scale, Spielberger State Anxiety Inventory, Positive-Negative Affect Scale, Peritraumatic Dissociative Experiences Scale, and Data-Driven Processing Scale and training materials of the concreteness training. They were also asked to watch an analog trauma film and the frequency of their intrusions was assessed through an Intrusive Memory Journal. Results indicated that the main effect of study condition (Concreteness Training via Self-experiences, Concreteness Training via Scenarios, and Control) on intrusive memory frequency was not statistically significant. However, peritraumatic dissociation and trait rumination were found to strongly predict an increase in intrusive memory frequency. Finally, findings from this study showed that the control group and CTSE had different effects on the association between cognitive processes and intrusive memories. It can be suggested that the difference between control and CTSE groups might be based on differences between depression scores at baseline among groups.